TÜRKÇE SÖZLÜK
Sokağınızı hayatınızı yarınlarınızı kendiniz iradenizle düzenlemeye çalışırsanız kelimelerin anlamları bellidir. Sokak sizin sokağınız ülke sizin ülkeniz anlamlar sizin belirlediğiniz anlamlardır. Bunun anlamı neydi diye kafa yormazsınız.
Sokağınızı hayatınızı yarınlarınızı birilerinin eline bırakırsanız, anlamlar da değişir, yarınlarınız da belirsiz kalıverir. Kavramlara anlam vermekten önünüzü göremezsiniz. Olaylara bir neden aramaktan yarınlarınızı anlayamazsınız. O birilerinin isteği de budur zaten. Anlamamızı görmemizi kavramamızı istemezler hiçbir zaman. Anlayan kavrayan insan sorgulayan insandır ve bizim ülkemizde anlayan sorgulayan aydın insanın yeri bellidir: Mezarlık, cezaevi, hastane ve mapushane.
Misaller çok; Uğur Mumcu anmasında idik geçen gün. Katilleri biliyormuşuz da hesap soracakmışız. Nerede hesap soracaksın, ayakkabı kutularının içinde mi?.. Hangi aydının katledilişi sorgulandı bu topraklarda?..
Kavramları biraz anlatmakta fayda var ki; kafamız karışmasın.
Ayakkabı kutusu, komplo demek.
Uzun tutukluluklar, adalet demek.
Mapushane dersen darbecilerin mekanı.
Hükümet dersen durmak yok yola devam.
Muhalefet dersen git amerikaya al icazeti.
Cemaat demek beddua demek.
Tır’ın anlamı insani yardım.
Eset dersen, dün kardeşim idi bugün diktatör.
İcraat demek kömür makarna anlamında.
Seçim demek geçim demek.
İş aramak, iktidar partisine gidip kayıt olmak.
İhale almak, yine gidip üye olmak.
Özgürlük, felsefi bir terim. Gerçek hayatta pek anlamı yok.
Protesto demek soruşturma demek.
Gezi parkı dersen çapulcusun ayyaşsın.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu topraklarda bu örnekler saymakla bitmez.
İnsanlar biter, kelimeler bitmez. Ömür biter yol bitmez.
Bu topraklarda bu gidişle tek bir gül bitmez; güzel yarınlar adına.
Sokağınızı hayatınızı yarınlarınızı kendiniz iradenizle düzenlemeye çalışırsanız kelimelerin anlamları bellidir. Sokak sizin sokağınız ülke sizin ülkeniz anlamlar sizin belirlediğiniz anlamlardır. Bunun anlamı neydi diye kafa yormazsınız.
Sokağınızı hayatınızı yarınlarınızı birilerinin eline bırakırsanız, anlamlar da değişir, yarınlarınız da belirsiz kalıverir. Kavramlara anlam vermekten önünüzü göremezsiniz. Olaylara bir neden aramaktan yarınlarınızı anlayamazsınız. O birilerinin isteği de budur zaten. Anlamamızı görmemizi kavramamızı istemezler hiçbir zaman. Anlayan kavrayan insan sorgulayan insandır ve bizim ülkemizde anlayan sorgulayan aydın insanın yeri bellidir: Mezarlık, cezaevi, hastane ve mapushane.
Misaller çok; Uğur Mumcu anmasında idik geçen gün. Katilleri biliyormuşuz da hesap soracakmışız. Nerede hesap soracaksın, ayakkabı kutularının içinde mi?.. Hangi aydının katledilişi sorgulandı bu topraklarda?..
Kavramları biraz anlatmakta fayda var ki; kafamız karışmasın.
Ayakkabı kutusu, komplo demek.
Uzun tutukluluklar, adalet demek.
Mapushane dersen darbecilerin mekanı.
Hükümet dersen durmak yok yola devam.
Muhalefet dersen git amerikaya al icazeti.
Cemaat demek beddua demek.
Tır’ın anlamı insani yardım.
Eset dersen, dün kardeşim idi bugün diktatör.
İcraat demek kömür makarna anlamında.
Seçim demek geçim demek.
İş aramak, iktidar partisine gidip kayıt olmak.
İhale almak, yine gidip üye olmak.
Özgürlük, felsefi bir terim. Gerçek hayatta pek anlamı yok.
Protesto demek soruşturma demek.
Gezi parkı dersen çapulcusun ayyaşsın.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu topraklarda bu örnekler saymakla bitmez.
İnsanlar biter, kelimeler bitmez. Ömür biter yol bitmez.
Bu topraklarda bu gidişle tek bir gül bitmez; güzel yarınlar adına.
